11 Temmuz 2011 Pazartesi

Gündem Yönetmek


Televizyon seyretmemek ile övünen insan sayısı giderek artmakta. Televizyonun aptal kutusu olduğu kanısı daha geniş kitleler ile taban buldukça, kitleler gündemlerini aptal kutusu televizyona muadil araçlar yardımıyla belirlemekteler. Aptal kutusu olan sadece televizyon mu? Şu an bu kelimeleri okumanıza vesile olan bu aygıt, bu ağ bahsolunan aptal kutusundan çok mu uzaklarda bir yerlerde? Bizleri televizyon ile aptal yerine koyanlar alternatif medya kanalları ile bizleri adam yerine koymakta mı?

İnsan yönetmek, zihin yönetmektir. Milyonlarca insanın yaşadığı toplumlarda olayların tamamını yönetmek mümkün değildir. Burada iktidarın ve iktidar paydaşlarının bulduğu çözüm algılarımızı yönetmektir. Algı yönetiminde başarılı olanlar için olanların önemi yoktur. Onlar, olayları algılayış tarzımızı yönetirler. Böylelikle bir şeyin olması ya da olmaması onlar için argümandır. Önemli olan bu verinin nasıl işleneceği ve zihnimizde nasıl bir yer alacağıdır.

İşte bu yüzden sadece televizyonu değil, gazeteleri de düzenli takip etmemek ile övünen biriyim. Köşe yazarlarının kısır polemiklerinin bana katacağı şeyin, kendimi bu sulardan uzakta bir yerde konumladığımda farklı kaynaklar ile beslenirken kazanacağımdan az olmadığı kanaatindeyim. Ve hatta, düzenli olarak bir ya da birkaç gazeteyi, haber sitesini takip eden insanların bakış açılarının darlaştığını, kısırlaştığını, solgun ve esneklikten fazlasıyla uzaklaştığını hissediyorum.

Takım tutar gibi toplumun bir alt kültürüne ait olup kendini o alt kültürün değerleri ile tanımlamaya itirazları olmayanlar dışındakilerin bu anlattıklarımdan sıklıkla rahatsız olacağı aşikar. Birey olabilme mücadelesindeki insanların gündemlerini salt dış etkiler ile belirlemeye karşı durmaları gerektiğini düşünüyorum.

Yakın bir örnek ile, Akp ve Chp arasındaki "yemin krizi" olarak tanımlanan sürecin aklıbali Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için izlenesi bir süreç olabileceğini sanmıyordum. ayrıca Bdp'nin süreçteki boykotunu yok hükmünde kabul eden medya üzerinden bu süreci takip etmenin bireye katkısı olmayacağından emindim. Etrafımda izanına değer verdiğim insanların bu hususu itina ile takip etmelerini anlamıyordum. Bu iki politika fakiri kutup kendi aralarında bir çözüm bulacaklar, bu çözüm ile taraflarını belki biraz değiştirseler de derin krizlerden kaçınaran bu oyunu oynayacaklardı. Sürecin böyle devam edeceğine dair doneler her yerde dolaşmakta.

Zihin kapasitesi sınırlı insanın içinde yaşadığı toplum ile bağları sebebiyle gündemden tamamen izole yaşamaması gerektiğini kabul ediyorum. ancak toplumun gündeminin derinliği, gerçekliği ve toplumun gerçek gündemi ile olması gereken gündem arasındaki devasa farklılılara rağmen, sadece kendisine otoritelerin medya kanalıyla sunduğu gündeme sıkışması yine o otoritelerin istediği bir durum olsa gerek. bu da bizi içinde bulunduğumuz derin çözümsüzlüklerden öte bir yere götürmemekte.

haddinden büyük ve klişe bir söylem olacaksa da gündem belirleyen oldukça o gündemi belirleyenlerin yönetimine tabi olmak şaşırtıcı olmasa gerek. toplumu, dünyayı güzelleştirmek iddiasındaki oluşumların, bırakalım bütün dünyayı, şu kıytırık ülkede dahi gündem tayin etmekten fersah fersah uzakta olmaları acizlerine işaret olmalı.

Zihinlerinizi gündemin kısırlığından, boğuculuğundan uzaklara; kendi belirleyeceğiniz sorunlara ve hatta güzelliklere taşıyabilmeniz umuduyla efendim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder